Skip to main content

Artırılmış Gerçeklik ve Sanat – Bölüm 5

ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK VE SANAT

Yeni medya sanatı genellikle sanatçı ve izleyici ya da izleyici ve sanat eseri arasında bir etkileşim içerir. Etkileşimli ortam, elektronik metin, grafik, hareketli görüntüler ve ses kombinasyonları dahil dijital medyanın insanların uygun verilerle veri ile etkileşime girmesini sağlayan yapılandırılmış dijital bilgisayar ortamına entegre edilmesidir. (Kamacıoğlu B, 2018)

Sanat eseri ve izleyici arasındaki etkileşim ne kadar derin ve çok boyutlu katmanlardan oluşursa eser ve izleyici arasındaki bağ o derece kuvvetlenir. Çünkü sanat eserleri öncelikle algılarımıza hitap eder. Algı ise sezilerle yaratılır. Artırılmış gerçekliğin, sanal gerçekliğin veya karma gerçekliğin buradaki payı sanat eserini hem işitsel hem görsel hem de dokunsal olarak deneyimleyeceğiniz, sezilerinizin son derece aktif rol oynadığı dinamik bir alan tanımlamaktır. Bu haliyle dijital gerçeklik sanatı şu ana kadar tarihsel süreçteki insan-sanat eseri ilişkisinin üzerine bir basamak daha ekleyerek yeni bir boyut kazandırıyor. Can Büyükberber’in Adobe’a verdiği AR teknolojisi temalı demeçte “Bu yeni dijital deneyimler mekânsal ve etkileşimli olduğundan, önceki sanat formlarının gramerini tamamen değiştiriyor. Yeni grameri keşfetmemiz gerekiyor.” ifadesine yer vermiştir. (Can Buyukberber, Adobe, 2021)

Sanatçının paletini genişleten dijital teknolojiler sanatın içeriğini de kültürle aynı paralellikte değiştirmiştir. Sanal ile gerçek arasındaki etkileşimi ortaya koyan ve izleyici ile biçimlenerek sürece dönüşen dört boyutlu dijital enstalasyon çalışmaları multidisipliner bir yapı sergilemektedir. (Alpay, 2015)

Her ne kadar prensipte aynı olsa da yansıtım hizalama tekniği durağan tasarımlara göre zaman, mekân ve hareket etkenlerini de barındırdığı için çok daha karmaşık bir yapıya sahiptir. Bununla birlikte yansıtım hizalama tekniğinin tasarım açısından asıl önemi, mimarlık, heykel ve sahne tasarımı gibi üç boyutlu tasarım disiplinlerinin hareketli grafikler bağlamında yeniden yorumlanarak yepyeni ifade biçimlerine dönüştürülmesidir. (Yrd. Doç. ATİKER, 2010)

Hakan Erkılıç ve Servet Can’ın Dönmez Sanal Gerçeklik Anlatısının İzini Sürmek: Trinity VR ve Selyatağı VR Örnekleri başlıklı makalesinde; “Sanal gerçeklik anlatısının diğer yapılarla hem kesiştiği hem de ayrıştığı bir diğer nokta ise edebiyat, sinema ve tiyatro gibi diğer anlatılarda var olan yaratıcı merkezli bir hikâyeyi alımlayan “seyirci”nin yerini yine temelinde yaratıcısının belirlediği sınırlar içerisinde kısıtlı da olsa kendi özgür iradesi ile içeriği deneyimleyen “kullanıcı”nın almasıdır” düşüncesini öne sürüyor. (DÖNMEZ & ERKILIÇ, 2020)

“Sanal ortamlar ve dijital alan genel olarak ontolojik karışıklık yaratır ve gerçeklik ile kurmaca, hakikat ve gerçek dışılık arasındaki sınırları çizmemize ve yeniden çizmemize neden olur.” (Brey, 2014) Dolayısıyla fiziksel varlıklar sanal bir ortamda ontolojik olarak çoğaltılamazlar ancak sanal formları birer simülasyon veya temsil olabilirler. (DÖNMEZ & ERKILIÇ, 2020)

Sergilerdeki sanal gezinti ortamları sergide yer alan eserlerin 3 boyutlu olarak yeniden sanal ortamda yaratılan görüntülerinin gösterildiği etkileşimli uygulamaların yer aldığı ekranlar ile sergiler daha etkili olma yolunda teknoloji ile her geçen gün zenginleşmektedir. Sergilerdeki bu uygulamalar ile müze ziyaretçileri görselleştirilmiş etkileşimli koleksiyonlar arasında gezinmek, müze galerilerindeki bu zenginleştirilmiş ortamlarda elde edilen deneyimlerden keyif almaktadırlar. (COŞKUN, 2017) Artırılmış gerçeklik müze sergileme sistemleri günümüzde farklı uygulama yöntemleri ve sunum teknikleri ile en çok rağbet gören sistemlerdir. (COŞKUN, 2017)

Google Arts & Culture ile yaratılmış pek çok artırılmış gerçeklik sergisini ücretsiz bir şekilde görüntüleyebilirsiniz. (Google, 2021)

(Google Arts & Culture- Meet Vermeer ve From Africa to Japan)

(Google Arts & Culture – The Art of Color)

Yayınlanan yazılar kaynak göstermeden, izinsiz kullanılması, kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Yayınlanan yazılar ve makalelerin izin almak şartı ile kaynak gösterilerek yayınlanmasına müsaade edilmektedir.